Dış Ticarette Doğru Bildiğimiz Yanlış Uygulamalar

Dış Ticarette Doğru Bildiğimiz Yanlış Uygulamalar


Reklamasyon, Borç/Alacak Dekontu – Murat EREN. Bugünlerde gerek ihracatçı gerekse ithalatçı müvekkillerim ile yaptığımız toplantılarda sıklıkla “Reklamasyon Nedir?”, “Reklamasyon Faturası Ne işe Yarar?”, “Debit Note geldi ne yapmalıyız?” gibi ve benzeri sorularla karşılaşıyorum. Özellikle ihracat bedellerinin yurda getirilmesi zorunluğuna ilişkin kambiyo düzenlemesinin ardından bu konuya daha da artan mesai harcamaya başladık.

Ancak üzülerek tespit etmekteyim ki dış ticarete gönül vermiş, ülkemizin ihracat potansiyelini arttırmak için zaman, emek ve sermaye harcayan değerli dış ticaret erbaplarımız uluslararası ticaret uygulamalarının ve hukukunun kabul ettiği kavram ve kuralları kullanmak yerine, yanlış olan ama sorgulanmadan adeta gelenek haline gelmiş kavramlar vasıtası ile ticari ilişkilerini yürütmekteler.

Reklamasyon Üzerine

Türk dış ticaret pratiğinde “Reklamasyon”, “Reklamasyon Uygulamaları”, “Reklamasyon Faturası” şeklinde sözcük kalıpları kullanılmaktadır. İngilizce veya diğer yabancı dillerdeki karşılıkları için boşuna sözlüklere bakmayın, meşhur internet arama motorlarında sorgulatmayın, kitapları karıştırmayın. Bu kalıplar bizim dış ticaret erbaplarımız tarafından içi boş olarak kullanılagelmiş, ne olduğu belli olmayan, kafa karıştırmak dışında pek bir işe yaramayan kavramlardır. Ülkemizde çeşitli görüşler, yazılar ve Türk Vergi İdaresi’nin özelgelerinde; kökeni, vasfı ve nedeni konusunda açıklama yapılmaksızın; uluslararası mal ve hizmet ticaretinde fiyat indirimi/iskonto, satılan ürünlerin iadesi ve ceza/tazminat kavramlarına iliştirilerek bu sözcüklerin içi doldurulmaya çalışılmaktadır.

Aşağıda uluslararası ticaret ve ticaret hukuku konularında İngilizce yazılmış önemli kaynaklarda reklamasyonun tercümesi olarak bulabileceğiniz “Reclamation” kavramının geçtiği sayfaları ve ne anlama geldiklerine ilişkin açıklamaları paylaşıyorum:

 

  1. Vicente Gonzalet- Prida Diaz, Adolfo Crespo Marquez “After –Sales Service of Engineering Industial Assets- A Referance Framework For Warranty Management” Springer International Publishing 2014 çeşitli sayfalarda “Müşterilere karşı verilen garanti taahhütlerine göre geri iade veya ödeme taleplerine karşı maliyet riskinin öngörülmesi ve yönetilmesi değerlendirilmiştir. “
  2. Roger LeRoy Miller- Cengage Advantage Books- “Fundamentals of Business Law-Summarized Cases”- South Wstern College-West 2012 sayfa 260. “Amerikan Federal Borçlar Kanunu olarak ifade edebileceğimiz (The Uniform Commercial Code) yasal metinde alıcının iflası halinde ödenmeyen mal bedeline ilişkin olarak satılan malın talep edilmesi anlamında kullanılmıştır.”
  3. Marcel Fontaine, Filip De Ly- “Drafting International Contracts- An Analysis of Contract Clauses”- Martinus Nijhoff Publishers Brill Academic 2006 sayfa 325 ve 603 sayfalarında “Sözleşmelerde yer alan sigorta yaptırma zorunlulukları karşılığında yapılan talepler ile karşı ticaret (counter trade) sözleşmelerinde satın alama yükümlülüklerinin ihlaline ilişkin sözleşme maddelerinin Fransızca metinlerinde kullanılmıştır. “
  4. Larry A. DiMatteo- “International Sales Law- A Global Challenge”- Cambridge University Press 2014 319. Sayfada “1994 yılında Avusturya’da teslim edilen malların bedelinin ödenmesi talebi ile başlatılmış tahkim yargılamasında satıcı faturasına alıcının itirazı anlamında bir ifade olarak kullanılmıştır. “
  5. John Felemega- An International Approach to the Interpretation of the United Nation Convention on Contracts for the International Sale of Goods ( 1980) as Uniform Sales Law- Cambridge University Press sayfa 511 “Amerika Birleşik Devletleri İflas Yasası ile ilgili bir kaynağı gösteren dip notta kullanılmıştır. “
  6. Fountoulakis Sc- “International Sales Law 2007” sayfa 57’de “Ücreti ödenmeyen mallara ilişkin satıcının malları geri alma hakkının ifade edilmesinde kullanılmıştır. “
  7. Carole Murray, David Holloway, Daren Timson-Hunt, Schmitthoffs- “The Law and Practice of International Trade”- Sweet& Maxwell ltd. 2007 sayfa 606 “İnşaat Projelerinde kullanılan sözleşme örnekleri olan FIDIC matbu sözleşmelerinde arazi ıslahını belirten bir ifade olarak kullanılmıştır.”

Yukarıda örneklerini görebileceğiniz üzere uluslararası literatürde “Reklamasyon”, mal ve hizmet satımlarında fiyat indirimi/iskonto veya iade ve ceza/tazminat anlamlarına gelmemektedir. Çünkü uluslararası mal ve hizmet ticaretinde genel kabul görmüş bir kavram olarak kullanılmamaktadır. (Örneklerden görüleceği üzere, aslında bu kavram daha çok Türk Hukuk sistemindeki “istirdat/geri alma” kavramına benzemektedir ve bir hukuki hak arama yöntemi olarak kullanılmaktadır)

Uluslararası hukuk ve taraflar arasında yapılmış sözleşme gereğince doğru kavramların, teslim edilen malın süresinde muayenesi=inspection of goods, ayıp bildirimi= notice of defect , sözleşmenin ihlali= breach of contract, fiyat indirimi=price reduction, zarar=damages ve cezalar=penalties şeklinde özetleyebileceğim bir kavramlar seti olarak kullanılması gerekmektedir. Tüm uluslararası ticaret hukuku kitaplarında bu kavramların karşılıklarını, literatürdeki incelemeleri ve uluslararası mahkeme kararı ile oluşmuş içtihatlarını rahatlıkla bulabilirsiniz.

Bu bağlamda Türk Dış ticaret erbabına gelen bildirimde veya kendilerinin talep ettiği belgelerde “Reklamasyon” ifadesi yerine her bir durum için ayrı ayrı yukarıda belirttiğim kavramlar kullanılmalı ve ancak dayanakları içeren ilgili belgelerin temini sağlandıktan sonra ticari kayıtlar gerçekleştirilmelidir. Aksi halde bir uyuşmazlık çıkması durumunda, Türk Dış Ticaret Erbabı olarak ticari kayıtlarına işlenen Reklamasyon Faturası/Reklamasyon uygulamasının ne olduğunun öncelikle yetkili hukuki temsilciye sonra da yargı organına izah edilmesi gerekecektir. Bu süreç ise çok zor belki de imkansız olacak ve muhtemelen hak kayıplarına sebebiyet verecektir.

Borç/Alacak Dekontu (Debit/Credit Note) Üzerine

“Debit Note” ve “Credit Note” kavramlarına gelince. Bu kavramlar, uluslararası muhasebe ve finansal işlemlerde kullanılması bakımından karşılıkları olan kavramlardır. Özellikle uzun vadeli tedarik ilişkilerinin sonucunda oluşan hesapların işlemesinde kullanılmaktadır. Bu kavramlar ile ilgili olarak yaptığım araştırmada aşağıdaki mahkeme kararları ile bilgileri tespit ettim.

  1. Almanya Tier Mahkemesinin 2000 yılında Alman Satıcı ve Hollandalı Alıcı arasındaki davada verdiği bir kararla taraflar arasında bu tür credit note/debit note uygulamalarıyla özel bir ödeme yöntemi kurulabileceği kabul edilmiştir.
  2. Belçika Mahkemesi 1997 yılında verdiği kararda İtalyan Davacı ile Belçikalı Davalı arasında Credit Not düzenlenebileceği tespit edilmiştir.
  3. Milletlerarası Ticaret Odasının Tahkim ‘in 1999 yılında verdiği bir kararda uyuşmazlık taraflarının karşılıklı Debit Note göndererek işlem yapabileceği belirtilmiştir.
  4. İngiltere Ticaret Odası’nın yayımladığı rehberde (Association of British Chambers of Commerce –International Trade Manual 2011), taşıma sözleşmesinden kaynaklı liman masrafı ödemelerinin bu belgelerle aracılığıyla aylık borçlandırmalar yoluyla yapılabileceği bahsedilmiştir.

Ülkemizde de Debit/Credit Note isimli bildirimler uluslararası ticaret yapanlar tarafından çok yaygın şekilde kullanılmaktadırlar. Ancak ne yazık ki vergi İdareleri tarafından pek çok durumda belge olarak sayılmadıkları için tanınmamaktadır. Eğer uluslararası ticarete her geçen gün daha da artarak entegre olunması isteniyorsa bu yaklaşımdan derhal vazgeçilmelidir. Dış ticaret erbaplarımıza da “Reklamasyon” kavramı yerine yukarıda bahsi geçen uluslararası kavramları ve Debit/Credit Note uygulamalarını öğretmemizin elzem olacağına inanıyorum.

Hukuki açıdan ise gerek Debit Note gerek Credit Note taraflar arasındaki bir iletişimi, bir irade beyanını belirtmektedir. Bu açıdan hesabın alacaklandırılması veya borçlandırılması şeklinde teknik ifadeleri içermesi yanında; yukarıda belirttiğim uluslararası ticaret hukukunun temel kavram seti ile de mutlaka uyumlu olmalıdır. Diğer bir ifade ile, Uluslararası satım sözleşmesine uygun olan teslim edilen malın süresinde muayenesi, ayıp bildirimi, sözleşmenin ihlali, fiyat indirimi, zarar ve cezaların açıklamaları ile dayanaklarını da içermelidir.

Sonuç ve Tavsiyeler

  1. Öncelikle “Reklamasyon” gibi uydurma bir kavramı kullanmayı bırakalım. Uluslararası Ticaret ve Uluslararası Ticaret Hukukunun ciddiyetine yakışan genel kabul görmüş ve uygulaması literatür tarafından incelenmiş, mahkeme kararları ile işlenmiş öngörülebilir ve savunulabilir kavramlar üzerine dış ticaret uygulamalarımızı inşa edelim.
  2. Borç dekontlarıyla (debit note) ilgili olarak Türk Vergi İdaresinin yaklaşımına karşı, Türk Ticaret Kanunu 89. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş Cari Hesap Sözleşmesi koşulları sağlanarak kullanılması durumunda bunların mahsuplaşma/mutabakat işlemlerinde tevsik edici belge niteliği kazanacağı ve Türk Vergi İdaresi tarafından da reddedilemeyeceği kanaatindeyim. Zaten Gümrük İdaresi ve Kambiyo Rejimi tarafından ciddi şekilde regülasyona tabi tutulmuş bir alanda, bir taraftan Türk Vergi İdaresi’nin yurt içi sorunlara ilişkin oluşturduğu pratiğin dış ticaret erbaplarına uygulanmasının uluslararası rakiplerimiz karşısında haksız rekabet yaratacağı aşikardır.
  3. Size gelen borç dekontunun (debit note) uluslararası satım sözleşmesine uygun olarak teslim edilen malın süresinde muayenesi, ayıp bildirimi, sözleşmenin ihlali, fiyat indirimi, zarar ve cezalara ilişkin gerekli açıklamaları ve dayanakları içermesi zorunludur. Bu nitelikleri ve bilgileri taşımayan bir belge size iletildiğinde sakın sorgulamaya gitmeksizin hemen bu tür belgeleri ticari kayıtlarınıza işlemeyin. Öncelikle sözleşmenin karşı tarafına itirazınızı yapın, belgenin haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu bildirin. Bu şekilde, ileride karşıt tarafla ticari ilişkiniz sona erse bile haksız olarak alacağınızdan mahsup edilen bakiyeleri zaman aşımı süresi içerisinde talep etme hakkını elinizde bulundurmuş olacaksınız.

 

Murat EREN


Licentia consulting / Avukat

1981 yılında Denizli’de doğdu. Lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 2002 yılında tamamladı. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Avrupa Birliği alanında yüksek lisansını tamamladı. 15 yılı aşkın meslek hayatını hukuk ofislerinde, İzmir’in önde gelen şirketlerine avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti verdi. Daha sonra İzmir’in en büyük yabancı yatırımlarından olan uluslararası bir şirketin bünyesinde hukuk müşaviri ve avukat olarak çalıştı. Son 5 yıldır, Licentia Consulting kurucusu olarak ihracatçılarımıza uluslararası ticaret hukuku ile ilgili olarak özellikle satım, distribütörlük, acentelik, taşıma, sigorta sözleşmelerinin hazırlanması ve müzakeresinde destek olmaktadır.


Dergimizde yer alan makalelerde ileri sürülen iddia, görüş ya da düşünceler yazarlara aittir. Sakarya Üniversitesi’nin ve editörlerin resmi görüş ve düşüncelerini yansıtmaz.

Related Articles

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir