Sporda Uluslararasılaşma: Saü Tatankalar Kadın Bayrak Takımı

Sporda Uluslararasılaşma: Saü Tatankalar Kadın Bayrak Takımı

Sakarya Üniversitesi, Tatanka takımı olarak 2019 yılında kurulduğunuzu ve 2022 yılında ilk resmi şampiyon olduğunuzu biliyoruz. Amerika’dan topraklarımıza kadar gelen bayrak futbolunun oynandığı, Sakarya Üniversitesi Tatanka takımının kuruluş hikayesinden bizlere bahsedebilir misiniz? Gelecek için takım olarak nasıl planlarınız var?

(Merve Aydın Takım Kaptanı)

Tatanka Flag Takımı, 2019 yılının nisan mayıs aylarında takımımızın kurucularından olan Kübra Say önderliğinde uzun uğraşlar sonucu kurulmuş. Takımımızın aynı zamanda ilk kaptanı olan Kübra, o zamanlar Berker Koç ile iletişime geçmiş ve birlikte Tatanka Flag’i kurma kararı almışlar. İlk seçmeleri yapana kadar Kübra Say ve Ece Şahin üniversitede bölümleri gezerek kadınlara bayrak futbolunu tanıtıyorlar ve takımımızdan bahsediyorlar. 10-15 kişilik oyuncu kadrosu topluyorlar ve ilk idmanlarına başlıyorlar. 

Ben bu süreçlerde Sakarya’da değildim. O zamanlar Marmara Üniversitesi’nde öğrenciydim. Sakarya’ya bazı sebeplerden dolayı yatay geçiş yaptım. Aslında Sakarya aklımda hiç yoktu. Aslen Orduluyum. Sakarya’ya geldim ve stant günlerinde tesadüfen takıma rastladım. 2019 yılının Ekim ayında benim de dahil olduğum seçmeler takımımızın ilk seçmeleriydi. Seçmeleri yaptıktan sonra yaklaşık 25-30 kişilik oyuncu kadromuz olmuştu ve organizasyonlara katılma kararı almıştık. 

Maalesef o dönem maçlar tamamen Türkiye’deki takımların elini taşın altına koymasıyla gerçekleştiriliyordu. Her şeyi takımlar kendi cebinden karşılıyordu. Organizasyonların nasıl bir işleyişe sahip olacağını takımların koçları ve kaptanları bir araya gelerek toplantılar yapıp kararlaştırıyorlardı. 2019 yılında ve pandemiye kadar olan 2020 yılında yapılan özel organizasyonlara katıldık. O zamanlar Flag Football (Bayrak Futbolu) branşlaşmamıştı, yani resmi olarak herhangi bir ligde oynanmıyordu. Şimdi hem üniversiteler liginde hem de profesyonel ligde Flag oynanıyor. Biz de Tatanka Flag olarak henüz bir aylık bir takımken İstanbul’da düzenlenen özel bir turnuvaya katılmıştık.   

Pandemi dönemi araya girene kadar çok güzel deneyimler kazandık. 2019 yılında katıldığımız organizasyonda daha 1 aylık bir takımdık ama sahada hem oyunumuzla hem de takım olarak çizdiğimiz görüntü 1 aylık bir takım gibi değildi. Bunu hem diğer takımların koçlarından hem de organizasyonda görevli birçok insandan duymuştuk. 7 Mart’ta kendi evimizde, Sakarya’da Kocaeli takımıyla yaptığımız maçta ilk galibiyetimizi almıştık. 5 aylık bir takımken ilk galibiyetimizi almak bizi çok motive etmişti ve güzel şeyler başaracağımızın sinyalini vermiştik diye düşünüyorum. O dönem maçlardan hemen sonra pandemi oldu ve herkes memleketlerine dağılmak zorunda kaldı. Bu süreçte yaklaşık 1.5-2 yıl çalışmalarımıza ara vermek zorunda kaldık. 

2021 yılının eylül ayında okulların açılmasıyla tekrar idmanlara başladık. Her dönem başında yaptığımız gibi tekrar oyuncu seçmeleri yaptık ve sezona start verdik. 2021 yılının aralık ayında kaptanlığım ilan edildi ve takım kaptanlığı görevini üstlendim. O tarihten beri takım kaptanlığı yapıyorum. 2022 sezonu başladıktan hemen sonra, aralık ayında bayrak futbolunun üniversiteler ligine dahil edildiğinin haberini aldık. Bütün işlerimizi düzenlenecek bu ilk resmi turnuvaya göre planladık. İlk resmi şampiyon unvanını alma hedefini kurarak çalışmalarımıza büyük bir titizlikle devam ettik. Şampiyonanın 2022 mayıs ayında düzenleneceği söylenmişti. Bu süreç turnuvanın olduğu mayıs ayına kadar aynı özenle devam etti. Yeri geldi sosyal hayatımızdan ödün verdik, yeri geldi kendimizden. Ben şahsen bir kere memleketime gidemediğimi ve ara veremediğimi biliyorum. Aylarca bu disiplini sıkı tutmak zor ama o zaman takıntılı bir şekilde bunu kafaya koymuştum. Bütün hayatımı bu turnuvaya göre planladım diyebilirim yani.  

Sağ olsunlar takım arkadaşlarım ve bize destek olan bütün koçlarım da en az benim kadar istemişler ki hepsi hayatını buna göre şekillendirip bir şeylerden ödün verebildi. Çok şükür ki bunların hepsinin sonunda Türkiye’nin ilk resmi bayrak futbolu şampiyonu unvanını almaya da hak kazandık. 

(Berker Eşme Takım Koçu)

Merve’nin anlattığından çok uzak değil anlatacaklarım. Bizim için güzel bir girişimdi. Çok soru işareti vardı kafamızda. Bu karar alındığı zaman kendi arkadaşlarımızdan kurulu bir çevre vardı. Aslında üç, dört tane kadın arkadaşımızın girişimiyle başlayan bir süreçti.  Bu aşamalar çok kolay değildi çünkü; ligin içerisinde yıllardır var olan takımlar bulunuyor. Bizim herhangi bir tecrübemiz yoktu. Kendimiz üç senelik oyuncuyduk (Ben ve Onur Furkan Şark). İkimiz bu sorumluluğu üstlendik sonrasında dahil olan çok kişi oldu. 

İkimiz içinde bilinmezliklerle dolu bir yoldu, emin değildik ancak Kübra ve diğer arkadaşlarımın cesaretlendirmesiyle birlikte bu yola baş koymuş olduk. Çocukluğumdan beri sporun içerisindeyim ve herkesin sporun bana verdiği o zevki, hazzı yaşamasını isteyen bir insanım. Bu yüzden Sakarya’da bir kadın takımının bu branşta var olması, bilinmeyen bir branşta yeni bir takım oluşturulması ve burada insanların desteklenmesi benim çok istediğim bir şeydi ve böylece bunu gerçekleştirmeye başlamış olduk. 

İlk başta cidden zor bir süreçti ne yapacağımızı bilmediğimiz için sürekli araştırıp öğreniyorduk bunun dışında hiç yoktan var etmeye çalıştığımız bir takım vardı. Zor olduğu kadar da zevkli bir süreçti. İlk senemizde Kocaeli’yle yaptığımız hazırlık maçını galibiyetle sonuçlandırdık. Ondan sonraki resmi turnuvalarda hiç galibiyetimiz olmadı.  

Resmi derken demek istediğim takımların kendi olanaklarıyla, imkanlarıyla yaptıkları gönüllü turnuvalardı. Bunun sebebi yaptığımız sporun o dönem bir federasyona bağlı olmamasıydı. Sahada yapılan maç halı saha turnuvasından daha iyi bir organizasyonla gerçekleşmiş gibi düşünebiliriz. 

Sonraki dönem pandemi dolayısıyla bir şeyler olmadı ama ilk sene aldığımız yorumlar bizim için çok gurur verici ve cesaretlendiriciydi. Gittiğimiz her turnuvada oynadığımız her rakip bize şunu söylüyordu. “Bu sene kurulan bir takıma göre örneğin şu sahada bulunan takım diye nitelendirilen çoğu takımdan çok daha bir aradaydınız. Birbirinize bağlıydınız. Disiplinli bir görünüm sergiliyordunuz.” Tecrübe kazanmak ve takım olmak için gittiğimiz turnuvada bizim hakkımızda bunların denmesi paha biçilmezdi. 

Biz bir şeyler başardığımızı en azından başarı yolunda olduğumuzun farkına vardık. Sonra pandemiden dolayı bir araya girdik ve sonrasında tekrar geri toplandık. Koç kadrosunda isim değişiklikleri oldu. Yeni arkadaşlarımız katıldı. Keza oyuncu kadromuza da büyük değişiklikler oldu. Yeni başlangıç zorlu bir süreçti. Üniversite bazlı bir takım olduğu için; her sene zaten bu gibi değişiklikler yetiştirdiğiniz oyuncuların kayıplarını beraberinde getiriyor. Bununla başa çıkmaya çalıştık ve o sezonun sonuna baktığımız zaman şampiyon olduk. Açıkçası resmi olmayan bu turnuvalarda çok bir başarı elde edemedik.

Bizim için tecrübe kazanmamıza yardımcı olan turnuvalar olmuş oldu. Ama Üniversiteler Ligi’ne giderken hepimizin kafasına tek bir şey vardı, o da şampiyonluktu. Oraya gidip gerçekten bir şeyler elde edip geri dönmek istiyorduk ve bunu da başardık Allah’a şükürler olsun. Üniversiteler Liginin ilk resmi şampiyonu olduk. Ondan sonraki senelerde de yine aynı yapıyı koruyarak ilerlemeye çalıştık ama bazı imkansızlıklar destek bulamayışımız birçok şeyin önünü kesmiş oldu. 2021 yılında şampiyon olmamızın öncülüğünde Rusya da bir turnuvaya davet aldık ve 2023 yılının eylül ayında oraya gittik.

Aslında resmi bir turnuvaya federasyonun düzenlediği Memory Bowl X diye adlandırılan bir turnuvaya davet edilmiştik. Ama orada da bazı şanssızlıklardan dolayı resmi turnuva özel bir turnuvaya dönüştü. Orada yaklaşık bir hafta kaldık ve üç günlük bir turnuvaya katıldık bunun sonucunda çok güzel anılar biriktirdik. Ülkemizi çok güzel temsil ettiğimizi düşünüyorum. Her takıma karşı gayet güzel ve sıcakkanlı bir oyun sergiledik en önemlisi takım olma devamlılığımızı orada da devam ettirdik. Kendimizi kanıtladık diyebilirim. Güzel bir anıydı ve bunların bu branş içerisinde yaygınlaşmasını istiyorum ve şu anda da tek amacımın bu olduğunu söyleyebilirim. Kadınların yaptığı bu sporun destek alması ve uluslararası turnuvaların sayısının daha fazla artmasını kendime bir amaç edindim diyebilirim.  

Memory Bowl X o yarışma sonucunda nasıl bir vizyon kazandınız, size neler kattığını düşünüyorsunuz?

(Berker Eşme Takım Koçu)

Birincisi yaptığımız sporun sadece Türkiye içerisinde değil, yurt dışında da nasıl oynandığına dair fikir edinmiş olduk. Yeni oyunlar gördük, yeni mantaliteler keşfettik, bakış açıları kazandık ama daha önemlisi farklı bir ülkeden yeni insanlarla tanıştık. Ve bundan sonrasında bir yerde karşılaştığımız zaman sanki 5-10 yıldır birbirini tanıyan insanlar gibi bir arkadaşlığımız oldu. Bizim için çok güzel bir dönemdi ve tecrübeydi.  

Bir koç olarak ben bunları tecrübe ettim. Orada yaşadığımız o güzel anılar, oynadığımız maçlarda kazandığımız tecrübeler bizim yanımıza kârlı kalan kısımları aynı zamanda yaptığımız spor aracılığıyla yeni bir ülkeyi gezmiş olduk. Gelecekte bunların sayısının artmasını dilerim. 

Temelleri Amerika’nın 19.yüzyıllarına dayanan bayrak futbolu günümüzde Uluslararası Amerikan Futbolu Federasyonu (IFAF) tarafından uluslararası düzeyde turnuvalarla birlikte yaygınlaşmaya devam ediyor. Bizlere bayrak futbolunun oyun kurallarından, temel stratejilerinden ve Tatankalar takımı olarak antrenmanlarınızdan bahsedebilir misiniz?

(Berker Eşme Takım Koçu)

Öncelikle Amerikan futbolundan çok daha farklı bir spor. Amerikan futbolu dediğimiz zaman genellikle temas içeren ve sert bir spor olduğunu biliriz. Flag Football dediğimiz zaman 5’e 5 oynanan Flag Football versiyonunda temas bulunmuyor. Oyuncuların belinde kemer vardır ve kemere takılı olan iki bayrak bulunur. Flag diye nitelendirilen şeyler bayrak olarak geçiyor yani.  

Top taşıyan oyuncunun bayrağının çekilmesiyle duran bir oyundan bahsediyoruz. Yine temel özellikler olarak Amerikan futboluyla benzer iki sayı alanı bulunuyor. Her takımın hücum ettiği bir sayı alanı oluyor. Ofans takımı içeri girip sayı üretmeye çalışıyor. Defans takımı da bunu engellemeye çalışıyor. Çok basit bir oyun aslında bakıldığı zaman. Biraz böyle içerisine girdiğiniz zaman taktiklerini, tekniklerini anlayarak çok daha zevkli şekilde yapabileceğiniz bir spor dalı. 

Bizim açımızdan bu oyunu oynarken ofans takımın mantalitesi olarak genellikle pas atmak tercih edilir ama biz bunu biraz daha koşarak ve pas atarak bölmeyi tercih ettik. Rakibin kafasını karıştırmak adına yaptığımız oyunlar da bulunuyor. Kendi stratejilerimizden ilerlediğimizde geçmişte elde ettiğimiz güzel başarılar ve sonuçlar olduğu için koşulara da dahil etmeyi tercih ediyoruz. Genel olarak sporun flag futbolun kurallarından bahsedecek olursak, temas dediğim gibi kesinlikle yasak. Amacımız topun yere değmeden karşı sahanın ilerisine kadar götürmek en sonunda sayı alanı bulunur. Oyunu döndürdüğümüz 50 yard büyüklüğünde (1 yard = 0,9144 metre) bir sahamız mevcuttur. 

Bu sahanın sonunda ve başında onar yardlık sayı alanlarımız bulunuyor. Ofans takımın kendi sahasındaki 5 yard çizgisi 4 hatta, biz bu topu orta sahadan geçirmeye çalışıyoruz. Orta sahadan geçirdiğimiz takdirde hatlarımız sıfırlanıyor. Yeni bir 4 haklı bir hücum daha kazanıyoruz. Geçirdiğimiz noktadan tekrar sayı alanına ilerlemeye çalışıyoruz diyerek özetleyebilirim.  

Şu an tabii ki de temel dinamiklerini anlatmak pek mümkün değil. Genel olarak kafada bir şeyler şekillenmesi için bu kadarından bahsedebilirim. Topu sayı alanına ya pasla birlikte atabiliyoruz ya da elimizde tutup hakimiyetini sağlayarak içeri girerek sayıyoruz.  

Peki antrenmanlar tarafında neler yapıyorsunuz? 

(Berker Eşme Takım Koçu)

Antrenmanlarımız genellikle ikiye ayrılıyor, birincisi patlayıcılık ve sporun gerektirdiği bazı özel hareketlerden oluşuyor. Fundamentals ve skill move dediğimiz kısımlar aslında bunlar. Diğer kısmını da teknik ve taktik olarak daha temele indiğimiz, kendi takımımızdan beklediğimiz bir oyun şemasını oyuncularımıza gösterip; onların da anlamalarını ve idrak etmelerini tekrar tekrar ederek onu benimsemelerini sağlamaya çalışıyoruz. Yaklaşık 2 saatlik antrenmanlarımız oluyor. Bu antrenmanları haftanın 3 günü yapıyoruz. Üniversite öğrencilerinden oluşan bir takım olduğumuz için akşam saatlerini tercih ediyoruz. Hem çalışıp hem de okuyan oyuncularımız oluyor. Herkesin bulunabileceği bir alan oluşturuyoruz.  

Tatanka takımı olarak katılacağınız Pro Lig ve Üni Lig turnuvaları ve ileriki dönemde gerçekleşecek bu yıl ki turnuvalardan takım olarak hedefiniz nedir, nasıl bir yol izliyorsunuz?

(Berker Eşme Takım Koçu)

Bizim hedefimiz her zaman Üniversiteler Ligiydi. ProLig tarafını biz kendimize tecrübe edinerek ve gerçekten tecrübe sahibi olan takımlara karşı güzel maçlar çıkartarak kendimize bir şeyler katmaya çalışıyorduk. Bunun sebebi de şuydu: Şimdi konum açısından bakıldığında Sakarya hem İstanbul’un hem Ankara’nın ortasında kalan bir şehir.  

Genellikle üniversite öğrencileri okulunu bitirdikten sonrasında ya memleketlerine dönüyorlar ya da iş imkanlarını daha fazla olduğu İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlere dönüyorlar. Sakarya’da kalan oyuncu sayısı çok az oluyor. (%10 veya %5 belki) Bundan dolayı bizim ProLig’de belli bir kadromuz tecrübe sahibi, güvenebileceğimiz bir kemik kadromuz bulunmuyordu. Üniversiteler Ligi’nde böyle değil ama; herkes en iyi şartlarında oynuyor. Herkesin oyuncusu maksimum 5 yıl 6 yıllık oluyordu. Çünkü flag futbol Türkiye’de pek bilinmeyen hatta hiç bilinmeyen bir spor olduğu için herkes üniversitede tanışıyor. Üniversitede bir temel atarak üstüne devam ediyor.

Bundan dolayı üniversitelerdeki bizim için biraz daha eşit bir ortam olmuş oluyor. ProLig böyle değil çünkü aynı sahada 30 yaşında ya da 15 yaşında bir sporcu görmeniz çok olası bir durum oluyor, kısacası ProLigi’n herhangi bir sınırı yok. Bundan mütevellit hedeflerimiz üniversiteler ligindeki şampiyonluklarda aslında. Profesyonelliklere biz hep tecrübe amacıyla bakıyoruz ama bu sene işler değişti. Bu sene hem kendi yapılanmamızla birlikte hem geçmişten edindiğimiz tecrübelerle oyuncu yetiştirme anlamında hızlanıyoruz diyebilirim.

Hızlanmamız sayesinde ProLig’de yeni başarılar elde etmek adına hedeflerimiz var. Ve tabii ki de bu her takımın olduğu gibi bizim de şampiyonluk hedefimiz var. Oyuncular geliyor gidiyor ama önemli olan şey takımın hedeflerinin olmasıdır. Biz de bu noktadan sonrasında kendimize güvenerek ilerliyoruz. Oyuncularımıza ve koçlarımıza sonuna kadar güveniyoruz.

Türkiye’de bayrak futbolu bir federasyona bağlı değildi ve kadın sporcularımız turnuvalara gönüllü organizasyonlarla katılıyorlardı. Bu durum takımların kendi olanaklarıyla ilerlemelerini gerektiriyordu şimdi ise Rugby Fedarasyonuna bağlı bir şekilde hareket ediyorsunuz. Beklentileriniz nelerdir?

(Merve Aydın Takım Kaptanı)

Bu zamana kadar federasyona bağlı olmadığımız için maçlarda problemler yaşanabiliyordu. Ben pek eski bir oyuncu sayılmam, bu olumsuzluklara benden çok daha fazla maruz kalan arkadaşlarım var ve bu durumu şöyle açıklayabilirim: En basitinden sağlık hizmeti ve maçlardaki hakem atamaları. Federasyona bağlı olan branşların resmi maçlarında hakem atamalarını da federasyon yapacağı için ilgilenecek görevliler flag bilen ve olayın içindeki insanlar oluyor. 

Eskiden gayri resmi turnuvalarda hakemler başka takımların koçları veya normalde Amerikan futbolu oyuncusu olup maçtan 10 dakika önce flag kuralları öğretilmeye çalışan insanlar olabiliyordu. Bunlar da düzgün yönetilmeyen, kuralların düzgün uygulanamadığı riskli bir durum demek. Sağlık hizmeti olarak da şunu söyleyebilirim; Söylediğim gibi federasyonun düzenlemediği turnuvalarda her şey takımların kendisine kaldığı için ambulans, fizyoterapist gibi sağlık ihtiyaçları takımların cebinden karşılanıyordu. Bu durumda da yeteri kadar hizmet göremiyoruz haliyle. Şimdi bunların hepsi ile federasyon ilgileniyor. 

Federasyona bağlanmamızın getirdiği en heyecan verici yenilik branşımızda milli takımın kurulacak olması. Çünkü artık bayrak futbolu resmileşti ve kulüpler bazında oynanıyor. Bunun sonucunda uluslararası düzenlenecek organizasyonlarda ülkemizi temsil edecek oyuncuları davet etmek için bu resmi maçlara bakılacak. Türkiye’de nerdeyse 10 yıldır oynanan bu branş için federasyona bağlanmak çok değerli bir şey. Ülkemizde birçok değerli ve yetenekli oyuncu var. Uluslararası arenalarda bizi çok güzel temsil edecek sporcularımız var. Yıllardır çalışıyoruz ve bu günleri görebildiğimiz için çok mutluyum. Milli takımın açılma ihtimali bile bu branşı Türkiye’de çok daha farklı bir seviyeye getirecektir. Çünkü bu gerçek, var olan rekabeti arttıracak ve kişinin kendisini daha yukarıya taşımak istemesine vesile olacak. Bu işin resmiyet kazanmasının sadece oyunculara da değil; aynı zamanda koçlara ve kulüplere de kendilerinin daha iyi versiyonunu yaratmak için motivasyon sağlayacağını düşünüyorum. 

(Berker Eşme Takım Koçu)

Merve’nin anlattıklarına katılıyorum ama ben farklı bir açıdan bakıyorum. Federasyonun kurulması önümüze olimpik bir branş olan flag football da olan gidişatın kolaylaşmasına hatta hızlanmasına yol açacak, olanak sağlayacak. Bir de bunun şöyle bir tarafı var; kulüpler bugüne kadar hep kendi imkanlarıyla bu tarz turnuvaları organize ve finanse ediyorlardı. Şu anda federasyonun kurulup da federasyon bünyesinde bunların planlanıyor olması, oynanıyor olması en azından sahanın ayarlanması, sahanın giderleri olarak ortaya çıkan masrafların karşılanması anlamında kulüpleri daha çok rahatlatabiliyor. Ama bu kulüplerin rahat ettiği cebinden para çıkmadığı anlamına gelmiyor. Özel bir organizasyon düzenlemezse her bir kulübün ulaşım masrafları, konaklama masrafları genellikle kulüplere kalıyor. Şu anda da öyle bir şey gözükmüyor. Bu sene veya önümüzdeki sene için bunların da yaşanacağını pek zannetmiyorum.  

Bunun için önümüze daha yol var. Benim şu an sesimiz nerelere gider, kimler duyar bilemiyorum ama bizim Sakarya olarak Sakarya’nın kadın flag football takımı olarak şehrini Rusya’da, ülke dışarısında, uluslararası ortamlarda temsil eden birtakım olarak bu yolda sporcuları destekleyen insanların yardımlarına ihtiyacımız var. Artık nasıl yardımlar olur bunları tabii ki de konuşuruz. İsteyen ulaşabilir ama bizim konaklama anlamında ulaşım anlamında çok fazla para cebimizden çıkıyor. 

Bütün oyuncular bu takımın içerisinde bulunmaktan ne kadar zevk alsalar da bunu hiçbir zaman dile getirmeseler de mali boyutlarını gerçekten öğrenciyi zorlayabilecek bir branş olma yolunda ilerliyor diyebilirim. Bunun böyle olmasını hiç istemem çünkü şu an şartlar açısından zorluk altında öğrenciler öğrenimlerine devam ediyor. Bir de bunun yanında spor yapmaya çalışanlar için eziyet olsun istemem.  

Bayrak futbolunun geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz, üniversitelerin dışına çıkarak kadın sporcularımızın ilerleyebileceği bir spor dalı haline gelebilir mi?

(Berker Eşme Takım Koçu)

Ben bu branş özelinde çok umutluyum. Özelikle futboldan, basketbol gibi sporlardan çok daha farklı bir geleceğinin olacağını düşünüyorum. Şu anda gelişmekte olan bir branş, pek ismi duyulmuş bir branş değil. Üniversite dışında hiç bilinmeyen bir branş olduğunu düşünüyorum. Ama önümüzde yapılacak olan uluslararası turnuvalarla birlikte adım adım daha böyle bilinir bir spor olmaya, yeri geldiğinde tribünleri doldurarak ilerleyebileceğimiz (tabii ki 4-5 senelik süreçlerden bahsediyorum) başka kulüplerin Beşiktaş, Fenerbahçe gibi spor kulüplerinin işin içerisine dahil olacağı bir branş olarak görüyorum. Çok umutluyum bu anlamda.  

8 senedir Amerikan futbolu oynuyorum. Kendi branşım hakkında hiçbir zaman böyle düşüncelerim olmadı. Flag Footballun sonuna kadar ilerleyeceğine inanıyorum. Bu yolda da elimden ne gelirse de yapmakla yükümlüyüm. 

Bayrak futbolunda yetişen fazla kadın sporcu olmadığı için erkek koçlar çoğunlukta, sizce ileride bu durum bayrak futbolunun popülerleşmesiyle nasıl ilerleyecek? Bir takım kaptanı olarak bayrak futboluna hangi konularda izinizi bırakmak isterdiniz?

(Merve Aydın Takım Kaptanı)

Bayrak futbolu Türkiye’de yıllardır oynanıyor fakat 2022 yılında üniversiteler ligine, 2024 yılında ragbi federasyonu bünyesinde profesyonel lige dahil edildi. Yeni resmileştiği için ülkemizde diğer branşlar kadar bilinmiyor haliyle. Yıllardır amatör olarak oynanmasının ve resmi branş olmamasının getirdiği en büyük dezavantajlardan biri resmi olarak antrenörünün olmaması. Ülkemizde çoğu takımın koçu halihazırda Amerikan futbolu oynayan sporcular. Bu yüzdendir iki branş arasında büyük bir bağ var. Bu koçlardan çok başarılı olanlar, çok değerli koçlarımız da var ama dediğim gibi bu branşta ülkemizde antrenörlük eğitimi şimdiye kadar hiç verilmediği için hepsi kendini geliştirerek buralara kadar geldi. Bunun yanı sıra erkekler kadar yoğun olmasa da kadın antrenörlerimizin olduğunu da söyleyebilirim. Bu sporun geçmişi ülkemizde diğer branşlar gibi 20-30 yıl öncesine dayanmadığı için yıllarca oynayıp, emeklilik yaşı gelince emekli olan ve daha sonra antrenörlük yapan biri yok elbette ama hem oyunculuk hem koçluk yapan kadın antrenörlerimiz de var. Aynı zamanda oyunculuk kariyerini noktalamış ama antrenörlükte aktif olmaya devam eden insanlar da var bildiğim kadarıyla. Yıllar geçtikçe, oyun zekâsı ve öğretme gücü yüksek oyuncularımız başta olmak üzere, antrenörlük kısmında daha aktif olacağına emin olduğum insanlar da var. Bu branşın hitap ettiği yaş aralığı genişledikçe buna daha çok fırsat yakalayacağımıza eminim. 

Sorunun ikinci kısmına gelecek olursam; bu sporda çok büyük bir iz bırakmak istiyorum. Öncelikle yanında olduğum takım arkadaşlarım olmak üzere; koçlara, bu spora, sporun kültürüne, rakibe, izleyiciye bile bir iz bırakmak istiyorum. Bunları da hem oyunumla hem spor ahlâkımla hem karakterimle hem de mantalitemle göstermek benim hedefim. Yanında bulunduğum ve liderlik ettiğim takım arkadaşlarımın bulunduğu yerden, olduğu konumdan mutluluk ve şükran duymasını isterim. Takım işlerinde tabii ki her şey her zaman yolunda gitmez ama mümkün olduğu kadar içinde bulunduğumuz topluluğun, ailenin değerini bilmemiz lazım. Çünkü Berker Koç’un dediği gibi, bu iş gönül işi. Nerdeyse hiçbirimiz para kazanmıyoruz. Bazen getirisinden çok götürdüğü oluyor.

Bu sporla büyümediğimiz için bazen profesyonel bakamıyoruz olaylara ama olduğunca profesyonel bakmak ve yanımdaki sporcuya bunu öğretmek benim görevim. Çünkü bu sporu çok sevdiğimiz için hem saha içinde hem saha dışında emek veriyoruz, saatlerimizi günlerimizi harcıyoruz. Bir amaç uğruna o kadar insanın aynı hedef için çalışması bence çok değerli bir şey. Bu yüzden herkesi sevmesek bile saygı duymamız gerekiyor. Çünkü burada herkesin hedefi aynı: takımımızın başarılı olması ve hak ettiği konuma yükselmesi.  

Herkes bu aile kavramını benimsediği zaman zaten sadece kendi başarısı için değil, takımına ve yanındaki arkadaşına da sorumluluk hissi duyacaktır ve buna göre çalışacaktır. Bu şekilde düşünmeyen insanların çok tutunamadığı bir yer zaten burası. Ben insanlara bu mentali öğretmek için her sezon bıkmadan çalışıyorum ama herkes takım oyuncusu olamıyor maalesef. Bunun ayrı bir içgüdü olduğunu düşünüyorum ve bu spora bu perspektiften bakabilenlerin daha başarılı olduğuna eminim. Kişinin sadece iyi sporcu değil, iyi takım arkadaşı olması yolunda yardımcı olmak benim en değerli bulduğum görevlerden. Takım olgusunu hissettirebildiğim ve ilham olabildiğim zaman bu yolculukta motive oluyorum. 

Yani toparlamam gerekirse bir lider ve bir oyuncu olarak takımım için en iyi versiyonumu yaratmanın peşindeyim. Hem saha içinde hem saha dışında. Bir şeyler başardığımda durmuyorum çünkü bu yol çok uzun. Daha iyisi her zaman olacak. Peşimden gelen insanlara yaptıklarımla ilham olabilirim. Ben ne kadar iyi olursam takımım o kadar iyi olur. Kobe Bryant’ın dediği gibi istediğin şeyi biraz takıntı haline getirmek gerekiyor sanırım. Elinde olmayan sebepleri saymıyorum ama elinden geldiği kadar kendini yükseğe çıkarmanın pesine düşmek lazım. Bu ülkede ve böyle bilinmeyen bir branşta hiçbir şey sana altın tepside sunulmayacak, sunulmuyor da. İstediğini söke söke alman lazım. Bana göre de bir lider bunu yaparsa, arkasından gelen oyuncular da onu taklit eder. Takımlardaki liderlerin, oyuncuların neyi nasıl yapmasını istiyorlarsa önce kendileri o şekilde yaparak örnek olmaları gerektiğini düşünüyorum. Ben bu camiaya girdiğim ilk andan beri bu mantaliteyle yoluma devam ediyorum. 

Uluslararası Ticaret Bölümü öğrencisi olarak Tatanka takımıyla nasıl tanıştığından, takımdaki rolünden ve düşüncelerinden bizlere bahsedebilir misiniz?

(Uluslararası Ticaret ve Finansman Öğrencisi Şeyma Nur Yıldırım)

Ben Tatankalar takımıyla şöyle tanıştım. Öncelikle şundan bahsetmek isterim. Ben lisedeyken 9. sınıftan itibaren okul takımında basketbol oynuyordum ve biz o sene şampiyon olduk. En büyük hayalim şampiyon olmaktı. Şampiyon olduktan sonra hiçbir sporu yapmamaya kendime söz vermiştim. Sonra bir kulüp arayışına girdiğimizde Tatankalar takımıyla tanıştım ve cidden ailem şu an benim yanımda değil ama bir ailenin içinde gibi hissediyorum kendimi. Çünkü bütün doğrularımızla yanlışlarımızla gerek koçlarımız gerek kaptanımız gerek oyuncular herkes yanımızda biz bunu biliyoruz. Bu beni çok mutlu ediyor. Çünkü cidden aile gibi hissediyoruz.

Ben center bölümünde oynuyorum, ofanstayım. Bunun dışında kaptanımız hakkında bir şey söylemek istiyorum. Eğer bana bir idolün olacak deseler direkt olarak kendi kaptanımı seçerim. Çünkü kaptanımı görünce bile günüm güzelleşiyor. İyi ki bizim kaptanımız.

Tatankalar Takım Kaptanı Merve Aydın, Meksika ve Amerika’dan teklif aldığını biliyoruz. Bize bu tekliflerden bahsedebilir misiniz?

(Merve Aydın Takım Kaptanı)

2022 yılında Ünilig’de şampiyon olarak ilke imza attığımızdan bahsetmiştim. Turnuvada tanınmayan bir oyuncu olmama rağmen çok yüksek bir istatistikle oynamıştım. Nerdeyse bütün turnuvada ofans defans iki taraflı oynadım ve 6 maçta 23 touchdown attım. Bu istatistiğe yaklaşan bir oyuncu yoktu. Turnuva sonunda da en değerli oyuncu seçilmiştim. Sakarya’nın hiç tanınmayan bir takım olması ve birden böyle bir çıkış yapması insanları baya şaşkına uğratmıştı. O zamandan sonra benim için bir şeyler değişti diyebilirim. Ondan sonraki sezonlarda da istikrarlı bir şekilde oyunumu ortaya koymaya devam ettim. 

Pandemiden önceki beş aylık futbol kariyerimi saymazsak 2021 eylül ayından beri oynuyorum. Bence beni çoğu oyuncudan ayıran en önemli özellik her koşulda Merve Aydın olarak sahada bulunmamdır. Oynadığım takım, yanımdaki insanlar, koçlarım, rakip, saha, hava şartları benim için önemli değil. Kimse kariyerinin ne zaman biteceğini bilemez ve hepimizin kariyerinin bir sonu var. Ben bu sporu çok seviyorum ve halâ yapabilme imkânım varken içinde bulunduğum her dakikadan mutluluk duyuyorum. Bu yüzden işimi büyük bir tutkuyla yaptığımı söyleyebilirim. 

Diğer branşlar için geç sayılabilecek bir yaşta flagle tanıştım. Bu sporun güzelliği de burada ortaya çıkıyor. Fiziksel özelliğin, yaşın ne olursa olsun sana uygun bir pozisyon bulabilirsin ve oynayabilirsin. Lise yıllarımda basketbol ve atletizmle amatör olarak ilgilenmiştim. Ama sanki flag oynayarak büyümüşüm ve flag oynamak için doğmuşum gibi hissediyorum. Daha önce kendimi bu kadar ait hissettiğim başka bir branş olmamıştı. Büyük ihtimal bundandır çok sıkı sarılıyorum kendisine. 

Ben bu sporu yıllardır hayatımın merkezinde tutuyorum. Çoğu insan tarafından garipsenen bir olay bu, ama sonuçları güzel oldu. Bu kadar çok kafa yorduğum, vakit ayırdığım bir şey olmamıştı hayatımda. Ama mükâfatını da alıyorum. Sadece Amerika ve Meksika tekliflerim için değil; oyuncularımdan, koçlarımdan, rakiplerimden, ilham olduğum insanlardan aldığım geri bildirimlerden dolayı söylüyorum bunu. Bu spora başladığımdan beri içimde yanan ateşin çok büyük payı var hem aldığım bu tekliflerde hem de var olduğum insanı yaratmakta. 

ÜniLig şampiyonluğundan sonra Rusya’daki bir takımdan sporcu bir arkadaşımız yazdı. Bir turnuva düzenleyeceklerini ve bizi de aralarında görmek istediklerini söylediler. Turnuvaya çok az vakit kalmışken haber verdikleri için Türkiye’de bu işlerin biraz yavaş halledildiğinden ve evrak işlerinin yetişemeyeceğinden bahsederek reddetmek zorunda kaldım. Bunu yaparken içim acıdı çünkü kaptan ilan edildiğimde kendime koyduğum 3 büyük hedef vardı. Birini gerçekleştirmiştim, diğeri de takım arkadaşlarımı yurtdışına götürmekti. İkinci hedefime de çok yaklaşmışken geri çevirmek zorunda kalmak baya ağırıma gitmişti açıkçası. Sonra gelecek sene Anastasia tekrar bana ulaştı. Mesajında şunu söylüyordu: “Bu sefer daha erken haber veriyorum Merve, kesin gel”. Sağ olsunlar bizi unutmamışlar, bana tekrar yazdılar. Bu Rusya sürecinin de diğer teklifleri almamda büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir hayli zor dönemlerden geçtim ama bir şekilde altından kalkabildim. 

Rusya’nın bana kattığı oyun zekâsı ve deneyim yadsınamaz. Oradaki koçlardan ve oyunculardan aldığım geri dönüşler, o kültürü görmek, oyun stilleri, oyun stratejileri, kazandığım network, sahip olduğum ilişkiler beni çok farklı bir seviyeye taşıdı. Türkiye’ye döndükten hemen sonra All Star kampına gittim. Türkiye’den 14 farklı takımdan 34 oyuncunun davet aldığı bir kamp düzenlenecekti. Rusya’dan döndükten hemen sonraki gün olduğu için ruh halim biraz garipti açıkçası. Olayların gerçekliğini sorguladığım anlar oldu. Kampta idmanlara gidip geliyordum, son gün de maç olacaktı. Maçtan önceki gün evde arkadaşlarımla otururken sosyal medyadan birinin bana “Amerika’da flag football oynamayı hiç düşündünüz mü?” sorusunu sorduğunu gördüm. Önce isme bakmadım, mesaja bir 10 saniye bakakaldım. Sonra isme bakınca Amerika’daki bir kolejin bana bu mesajı attığını gördüm. Emin olamadığım için arkadaşıma gösterdim mesajı çünkü hiçbir yere başvuru yapmamıştım ve kimseyle böyle bir muhabbeti konuşmamıştım. Amerika bu işin en üst seviyede yapıldığı ülkelerden biri. Diğeri de Meksika zaten. Onlara o an dönüş yapamadım. Biri beni mi kandırıyor diye düşündüm ama baktım resmi her şey. Sonra All Star kampında olduğumu ve müsait olunca dönüş yapacağımı söyledim. O an nedense çok düşünmedim. Çok sevindim ama bütün odağım ertesi günkü maçtaydı sanırım. Şu an buna şaşırıyorum nasıl yapmışım diye. 

Maçtan iki gün sonra memleketime gittim. Oradayken takıma tekrar ulaştım ve müsait olduğumu, istediklerinde görüşebileceğimizi söyledim. Kendileri bir Zoom toplantısı düzenlemek istediklerini belirttiler. Yaklaşık 4-5 gün sonra toplantı yaptık. Benim için çok duygusal ve çok değerli bir toplantıydı. Toplantı 1 saatten fazla sürdü ve Amerika’daki koçumla toplantının bir bölümünde ağladığımızı söyleyebilirim. Değişik ve çok güzel bir sohbetti benim için. Sporun birleştirici gücünü o an tekrar hissetmiştim. Toplantıda tekliflerinden bahsettiler ve kendileri için flag oynamak isteyip istemediğimi sordular. Kabul etmek istediğimi ama Türkiye’de bu işlerin diğer ülkelerden çok daha zahmetli ve uğraştırıcı olduğundan kendilerine bahsettim. Oradaki koçumun bana dediği şey şuydu: “Biz seni her türlü yanımızda görmeyi çok istiyoruz. Sadece yeteneğinle değil, liderliğinle de sana ihtiyacımız var. Takımdaki çoğu oyuncunun yaşı senden küçük ve onlara senin gibi birinin liderlik yapmasını istiyoruz.” Bu yüzden tekliflerinin sadece bu seneyle sınırlı kalmayacağından bahsettiler. 

Toplantı boyunca bana hissettirdikleri şeyler çok değerliydi. Aynı zamanda dolar kuru ve ülkedeki evrak işleri gibi zorluklardan dolayı yaşadığım sıkıntılara da yardımcı olmaya çalıştılar, tekliflerini buna göre yaptılar. Tahmin edildiği üzere halâ Türkiye’deyim. Evrak işlerini ve burslar harici kalan miktarı halletmeye çalışıyoruz. En az 1 sene bu işler tamamlanana kadar buradayım. Amerika mevzusunu kısaca böyle anlatabilirim. 

Meksika konusuna geleyim. Yaklaşık 1 sene önce bana bir takım ulaştı. Yani bu olay Amerika’dan da eskiye dayanıyor. Onların takımı için turnuvada oynamamı istediler. Ben o zamanlar takımımı da olaya dahil etmeye çalıştım, ama çeşitli sebeplerden dolayı mümkün olmadı. Süreç de hem bundan dolayı hem de daha sonrasında yaşadığım sakatlıktan dolayı biraz uzadı. Şimdi kısmetse onların sezonu başladığında davet aldığım turnuvada Meksika’daki Bulldogs takımı için oynayacağım. Bunun için çalışmalara başladık, tarihi daha net olmamakla birlikte bu sene içerinde gerçekleşecek. Meksika serüvenimi de kısaca bu şekilde açıklayabilirim. 

Sakarya Üniversitesi, Tatanka Bayrak Futbolu takımıyla nasıl tanıştınız ve bugün geldiğiniz noktada hislerinizi bizlerle kısaca paylaşabilir misiniz? (Tüm Takım Üyeleri)

Deniz Çolak (İnşaat Mühendisliği): Ben ofans kaptanı Deniz Çolak, Üniversiteyi kazanmamla birlikte spor hayatıma devam edeceğim herhangi bir takım olmamasıyla yüzleşirken yeni kurulan bayrak futbolu takımının seçmelerini görerek hüznüm yerini sevince bıraktı. Yepyeni öğreneceğim bir branş olduğu için başta endişeliydim ancak takım arkadaşlarımın ailem olması ile endişeler yerini heyecan ve mutluluğa bıraktı.

Ceren Sude Bukan (İnsan Kaynakları Yönetimi): Flag futbol ile İstanbul’da 2019 yılında lisedeyken tanıştım. 2022 yılında Sakarya Üniversitesi’ni kazanıp Sakarya’ya geldiğim zaman okulun girişindeki büyük Besyo sahasındaki (Skyfield) yardları gördüğümde dedim ki; okulun bir takımı var ve ben o takımın içerisinde yer almalıyım. Bugün geldiğim noktada hayallerimizin ortak olduğu insanlarla birlikte liseli küçük bir kızken Flag futbol ile ilgili hayalini kurduğum her şeyi gerçekleştiriyor ve daha fazlası için çabalıyor olmaktan çok mutlu ve gururluyum. Gerek sahada gerek sosyal hayatta her şeye birlikte göğüs gerebilmemiz, ne olursa olsun asla pes etmememiz, birlik ve beraberliği ön planda tutmamız gibi birçok faktör ile birlikte Tatanka ailem en büyük şansım.

Elif Sümeyye Berktaş (Metalurji ve Malzeme Mühendisliği): Bu sporla arkadaşlarım aracılığı ile tanıştım. Başlarda ne olduğunu bilmediğim için tedirgin olsam da sonraları hayatımı düzenlemeye başladı. Çünkü spora adapte olabilmek beslenme ve uyku düzenini beraberinde getiriyor. Sıkı sıkıya bağlandığım bu takımda da şu an aktif devam edemesem de dönmeyi, tekrar sahada olmayı iple çekiyorum.

Beyza Çatal (Uluslararası İlişkiler): Bayrak futboluyla bu yıl kulüp seçmeleri sayesinde tesadüfi bir şekilde tanıştım ve daha öncesinde bayrak futbolu hakkında herhangi bir bilgim yoktu. Fakat burada bulunduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum çünkü sahada olduğum her an sanki buraya aitmişim gibi hissediyorum tabi ki bunda koçlarım ve takım arkadaşlarımın da çok büyük bir etkisi var, umarım çok uzun süre boyunca burada olurum ve takımımla birlikte unutulmayacak ilklere imza atarız.

Eylem Deniz (Matematik): Kulüp tanıtım standında tanıştım. İlgi çekici olduğu ve bir spor dalıyla uğraşmak istediğim için seçmelere katıldım. Bugün geldiğim noktada hislerim ise öncelikle neden daha erken karşılaşmadım diye üzgün, sonrasında da böyle bir takıma ve hep en iyisi olmamız için çabalayan, bize elimizde olanla yetinmeyi değil de içimizdeki gücü çıkarmamız için şans veren koçlara sahip olduğum için şanslı hissediyorum.

Anel Maximova (Spor Yöneticiliği): Geçen dönem çadırlar kurulmuştu, erkek takımındaki arkadaşımın tavsiyesi ile katıldım. İlk olarak B takımı olarak başladık sonrasında A takımına geçtik. Benim için yeni bir şey öğrenmek zor değil; Flag futbolda bunlara dahildir. Yapmamızı istedikleri şeyleri direkt anlayıp yapıyordum ve yapıyorum. Geleceği olan bir spor ve ben Flag futbolda yüksek noktalara ulaşmak istiyorum. Kazakistan’da bu spor türü yok ama neden ben Kazakistan’a bu spor türünü kazandırmayayım diye düşünüyorum. Hiçbir bilgim yokken geldiğim sporda şimdi ise karşı rakibin hamlesini okumayı öğreniyorum. Flag futbol genel olarak hayatımı da etkiledi artık vaktimi verimli kullanıyorum. Flag futbola başlamak hayatımda aldığım en iyi kararlardan birisidir.

Fatma Sevim Korkmaz (İnsansız Hava Aracı Teknolojisi ve Operatörlüğü): Sakarya üniversitesi, Tatanka Bayrak futbolu takımıyla ablam sayesinde tanıştım. Ablam Tatanka Bayrak futbolu takımı oyuncusuydu. İlk başlarda merak ettiğim ve deneyimlemek için başladığım bu sporda şu an hedeflerim var. İçinde bulunduğum takım ve takım arkadaşlarım sayesinde bu branşa olan sevgim her geçen gün daha da çoğaldı. Daha önce ki takım sporu deneyimlerime dayanarak, takımımızın koçları çok profesyonel bir şekilde bize bilgilerini aktarıyorlar. Şu an daha yolun çok başında hissediyorum ve gidecek çok yolum olduğunu düşünüyorum. Ve olduğum her noktasından çok keyif alıyorum.

Fatmagül Zeynep Küçük (Endüstri Mühendisliği): Bu üniversiteye yatay geçişle bu sene geldim ve spora çok bağlı bir insanım. Geldiğim gibi kulüp çadırlarının arasından spor yapabileceğim bir kulüp arıyordum ve bu kulübün çadırından beni çektiler. Orada o gün kaydımı yaptırdım hemen. Üniversite hayatım tahmin edemeyeceğim kadar güzelleşti.

Merve Eyan (Tıp): Ben Tatanka Bayrak futbol’u ile üniversitede bir spor kulübü ararken tanıştım. Bugün bir dönemi geride bırakmış bir Tatanka üyesi olarak hayata bakış açısı değişmiş ve bazı şeylerin gerçekten istemeden olmayacağını bilen birisiyim. Bu takımı ve arkadaşlığımızı çok seviyorum umarım uzun süre devam eden bir süreç olur.

Görkem Yeter (İngilizce İşletme): Tatanka Flag takımıyla beni standa çağırdıkları gün tanıştım. Herkes çok samimiydi. Seçmelere katılmam için beni ikna etmeleri 10 saniye falan sürdü. O güzel yüzlerine kanıp kaydoldum ben de hemen. Sonra seçmelere geldim, geliş o geliş bir daha çıkamadım. Defans oyuncusuyum, geldiğim noktadan memnunum ya da değilim hiçbir zaman diyemem. Çünkü her gün başka bir şey öğreniyoruz, her gün gelişiyoruz. Şampiyon olma yolunda çok çalışıyoruz ve hiçbir zaman yeterli olmayacak çünkü her zaman daha fazlasını isteyeceğiz.  Başarıya aç bir takımız ve önümüzdeki maçları sabırsızlıkla bekliyoruz.

Nurefşan Kaya (Endüstri Mühendisliği): Bu sporla üniversitede tanıştım ilk sene farklı bir takımda oynuyordum. Sakarya Üniversitesi ile ortak yaptığımız bir antrenmanda büyülendim. Bu hayranlığım ve takımda olma isteğim sezon boyunca da devam etti. Ünilig şampiyonluğu kazandıkları sene tribünde takımı desteklemekten büyük bir gurur duydum. Bu sadece gurur duymak değil aynı zamanda benim için aidiyetti ve Sakarya Tatankalarına böylece transfer oldum. O formayı giymek ve her şeyimi vererek savaşmak benim için çok farklı bir his. Şu an 4 senedir bu sporla iç içeyim. Bulunduğum noktada kendimi geliştirebileceğim en iyi senede olduğumu düşünüyorum. Ünilig’de takımımızı şampiyon yapmak için elimden gelen her şeyi ortaya koyacağım. Çünkü insan ailesi için her şeyi yapar. Tatankalar sadece bir takım değil aynı zamanda benim ailem.

Sedef Enteş (Ebelik): Defans kaptanıyım. Bu sporla Amerikan futbolu oynayan bir arkadaşım sayesinde tanıştım. Bu kadar aile gibi hissettiren, kendine bağlayan bir ekip olacağımızı tahmin etmiyordum. Bu ailede olmak bu aile için savaşmak bana hem gurur veriyor hem motivasyon… Bu takıma katıldığımdan beri bir sürü yeni deneyim kazanıp, yeni maceralarım oldu. Hayatıma yeni bir bakış açısı kazandırdı.  Bazı şeyler için gerçekten mücadele edilmesi gerektiğini öğrendim. Ben bu takımda ve bu sporla ilk tanıştığımda bu kadar aşık olacağımı bilemezdim. Özellikle bana takım içinde en çok destek olan ve rol model aldığım takım kaptanım Merve Aydın; istediğim şeyler için inat etmeyi ve asla vazgeçmemeyi öğretti. Son ana kadar onun bu yılmaz mücadeleci ruhu beni de bu spora, bu aileye iyice bağladı.

Nezrin Babayeva (Hukuk): Tatankalar’la stantta tanıştım. Yeşil rengini çok sevdiğim için ilgimi çekmişti, aynı zamanda spor arayışında da olduğum için tarzlarının da bana çok uygun olduğunu fark ettim ve takım seçmelerine katıldım çok şükür seçildim ve büyük güzel enerji dolu bu aileye dahil oldum. Benimle Nurefşan ve Ceren Sude konuşmuştu ve onlar çok enerjikti ben de çok enerjik biriyimdir böylece elemeler açıklanıncaya kadar heyecanla bekledim.

(Merve Aydın Takım Kaptanı)

24 Eylül 1999 Ordu doğumluyum. Sakarya üniversitesinde metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü öğrencisiyim. 2019-2020 yılında Marmara üniversitesinden Sakarya üniversitesine yatay geçiş yaptım ve flag futbolla o zaman tanıştım. 5 ay oynadıktan sonra araya pandemi girdi ve memleketime döndüm. 2021 Ekim ayında sakaryaya geri döndüm ve o zamandan beri flag futbolu oynamaya devam ediyorum.

(Berker Eşme Takım Koçu)

97 Sakarya doğumluyum, sakarya üniversitesi Endüstri mühendisliği mezunuyum. Şu an satış mühendisi olarak çalışıyorum. 2016 girişliyim girdiğimden beri Amerikan futbolu oynuyorum, 2019 senesinden beri de hem erkeklerde hem kadınlarda koçluk yapıyorum. 2022 senesinde Türkiye’nin Avrupa liginde mücadele eden takımda bulundum.

(Uluslararası Ticaret ve Finansman Öğrencisi Şeyma Nur Yıldırım)

Benim adım Nur Şeyma Yıldırım, Uluslararası Ticaret ve Finansman öğrencisiyim ancak şu an hazırlık sınıfındayım 19 yaşındayım.

Related Articles

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir