UTİC Dergisi: Yeni dekanımız olarak Sakarya Üniversitesi İşletme Fakültesi ile ilgili vizyonunuzu anlatabilir misiniz?
Fakültemizin, “paydaşların ve toplumun refahını arttıran, onlara değer katan proaktif bir işletme okulu olmak” şeklinde bir vizyonu bulunmaktadır. Biz de bu vizyon doğrultusunda fakültemizi daha ileriye taşımak için çaba göstereceğiz. Bu vizyonun içinde sürekli gelişme de vardır. Sürekli gelişme ve iyileştirme felsefesine önem vererek Sakarya Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni öncelikle ülkemizin en kaliteli, sonrasında da dünyanın tanınır bir okulu haline getireceğimize inancımız tamdır. Bu hedefi değerli öğretim elemanlarımızla, öğrencilerimizle, iş dünyasının değerli temsilcileriyle ve adını sayamadığım diğer tüm paydaşlarımızla gerçekleştireceğiz.
Bahsettiğimiz vizyonu gerçekleştirebilmemiz için özellikle üzerinde durulması gereken konular bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi müfredat çalışmalarıdır. Siz değerli öğrencilerimizi istihdam eden iş dünyası çok hızlı değişimlere sahne olmaktadır. Mezunlarımızın bu değişimlere adapte olabilmesi bizim iş dünyasındaki değişimleri yakından takip edebilmemiz ve değişimleri müfredatımıza yansıtabilmemiz önemlidir. Her yıl Mayıs ayında iş dünyası temsilcilerinden oluşan Fakülte Danışma Kurulumuz, mezunlarımız ve masa başı çalışmalarıyla tespit edeceğimiz iş dünyasındaki trendleri müfredatımıza yansıtacağız. Mesela son yıllarda “büyük veri ve büyük veri analitiği” işletmeciliğin tüm alanlarında kendisini hissettirmektedir. Bu da okulumuzun müfredatını bu doğrultuda gözden geçirmemizi gerekli kılmaktadır.
Vizyonumuzu gerçekleştirebilmemiz için üzerinde durduğumuz ikinci konu ise yaptığımız araştırmaların sadece ulusal değil uluslararası alanda da önemli bir etki yaratmasıdır. Araştırmalarımız, öğrencilerimize verdiğimiz eğitimin kalitesini artırdığı gibi; fakültemiz ve üniversitemizin ulusal ve uluslararası sıralamalarda daha yüksek yerlere gelmesinde de etki yaratmaktadır. Bu bağlamda öğretim üyelerimizin farklı bölümler, fakülteler ve üniversitelerde bulunan akademisyenlerle ortak yayın ve projeler geliştirmesini çok önemsiyorum.
Vizyonumuzu gerçekleştirebilmemiz için üzerinde durduğumuz üçüncü husus ise girişimciliktir. Ben girişimciliği sadece yeni işletmeler açmak olarak değil; bir zihin ve tavır değişikliği olarak düşünüyorum. Müfredatımızda hali hazırda girişimcilikle doğrudan ilgili dersler bulunmaktadır ancak bunun da ötesinde diğer derslerimize de girişimcilik ruhunu aşılamamızın bizi ileri taşıyacağına inanıyorum.
Vizyonumuzu gerçekleştirmede son olarak akademik mükemmellik, etik değerlere bağlılık ve toplumla kaynaşma ile ileri görüşlülüğün hâkim olduğu bir kültür oluşturmanın da önemli olduğunu biliyoruz.
Bu vizyon ve hedefler doğrultusunda fakültemden mezun olacak öğrencilerimin iyi bir iletişimci, risk alıcı, veriyi kullanarak iyi bir karar verici ve problem çözücü bireyler olmasını arzulamaktayım.
UTİC Dergisi: Fakültemizi diğer işletme fakültelerinden ayıran özellikleri nelerdir?
Fakültemiz “Uluslararası Ticaret ve Finansman”, “İşletme”, “İnsan Kaynakları Yönetimi”, “Sağlık Yönetimi”, “Yönetim Bilişim Sistemleri”, “Uluslararası Bankacılık ve Finans” ve “Muhasebe ve Finans” bölümleri ile işletmeciliğin hemen her alanına hitap eden bir yapıya sahiptir. Bu da fakültemizi diğer işletme fakültelerinden ayırarak öğrencilerimizin alanlarında uzman öğretim elemanlarından ders almalarına yardımcı olmaktadır.
Fakültemizi diğer fakültelerden ayıran önemli özelliklerden bir diğeri de çağdaş işletmecilik eğitimini verme konusunda ülkemizdeki diğer fakültelere göre daha erken bir dönemde çaba göstermeye başlamış olması ve uluslararasılaşmayı önemsemesidir. Sakarya Üniversitesi “The United Nations Principles for Responsible Management Education” (PRME) üyesidir. Bunun bir gereği olarak sorumlu liderler yetiştirmeyi hedeflemektedir. Fakültemiz, İşletme Enstitüsü ile birlikte dünyadaki işletme fakültelerinin sadece %5’inin akredite olduğu AACSB akreditasyon sürecinde önemli bir mesafe kat etmiş ve Kasım 2021 de akredite olmayı beklemektedir. Akreditasyon süreci çağın gerektirdiği eğitim ortamının fakültemizde oluşturulmasına ciddi bir katkı sağlamaktadır. Sakarya Üniversitesi kalite çalışmalarının ülkemizde ilk yapıldığı üniversitelerden birisi olup güçlü bir geleneğe sahiptir. Ülkemizde Avrupa Kalite Mükemmellik Ödülü (EFQM) ilk alan üniversitedir.
Bizi diğer fakültelerden ayıran diğer bir özellik konumumuzdur. İçerisinde bulunduğumuz bölge ülkemizin önemli bir ticaret ve sanayi üssü konumundadır. Bu da öğrencilerimizin staj yapma ve istihdamlarına katkı sağlamaktadır. Fakültemizde uygulanan 7+1 eğitim modeli öğrencilerimize daha öğrenciyken iş yaşamı deneyimi sağlamakta ve istihdam edilebilirliklerini artırmaktadır. Fakültemizin öteden beri önem verdiği uluslararasılaşma stratejisi kapsamında Erasmus, Mevlana gibi değişim programlarında yaptığımız çok sayıda ikili anlaşma sayesinde öğrencilerimiz ve öğretim elemanlarımız yurtdışı deneyimi yaşayabilmektedirler.
Bizi diğer fakültelerden ayıran diğer bir özellik ise öğrencilerimize sunduğumuz seçmeli ders havuzudur. Son iki yılda verilen eğitimin çok önemli bir kısmının seçmeli derslerden oluşması öğrencilerimizin belli alanlarda uzmanlaşmalarına imkân sağlamaktadır. Burada üniversite ortak dersleri de öğrencilerimizin farklı deneyimler kazanmaları adına önemli bir yere sahiptir. İlgi alanı, yandal ve ÇAP gibi uygulamalar öğrencilerimizin bakış açılarını geliştirdikleri gibi istihdam edilebilirliklerine katkı sağlamaktadır.
UTİC Dergisi: Sakarya Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman bölümü öğrencilerinden beklentileriniz nelerdir? Bölümümüz öğrencilerine hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Sakarya Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman bölümü öğrencilerimiz fakültemizin en gözde ve üretken bölümlerindendir. Bu bağlamda bölüm başkanımız Prof. Dr. Hakan Tunahan hocamızı tebrik ediyorum. Uluslararası ticaret ve bunun paralelinde lojistik faaliyetleri, pandemi döneminde olumsuz etkilense de öneminin gelecekte daha da artacağı görülmektedir. Öğrencilerimizden beklentimiz okulumuzun yukarıda bahsettiğim imkânlarından en iyi şekilde yararlanarak kendi alanlarında birer lider olmaları ve Türkiye’nin dış ticaret ve lojistiğinde söz sahibi olmalarıdır.
Dekan olduktan sonra uluslararası ve ulusal işletme fakülteleri ile ilgili yaptığım araştırmalarda işletme eğitiminin ne kadar gerekli olduğu konusunda hiç olmadığım kadar ikna oldum. Ancak dünyamızın her zamankinden daha fazla esnek, yenilikçi, uyarlanabilir ve ilkeli liderlere ihtiyaç duyduğu da bir gerçek. Analitik düşünmenin önemli olduğu günümüzde öğrencilerimizin sözel olduğu kadar sayısal derslere de önem vermelerinin başarılı olmaları için gerekli olduğunu düşünmekteyim. Teknik konularla birlikte liderlik için gerekli empati kurma, etkili iletişim, takım çalışması, değişim yönetimi gibi insan becerilerini geliştirmeleri de önemlidir. Birden fazla yabancı dil ve alanda kullanılan bilgisayar yazılımlarını kullanabilmeleri de başarılı olmaları için olmazsa olmazlardandır. Mutlaka yurtdışı deneyimi yaşamalarını da tavsiye ederim. Bölümünüz lojistik, finans, genel işletme, uluslararası ilişkiler ve hukuk alanlarının da bulunduğu disiplinler arası bir bakış açısı gerektiriyor. Öğrencilerimizin karşılaştıkları olaylara böyle bir bakış açısıyla yaklaşmaları da önem taşımaktadır.
UTİC Dergisi: 21 Gün 37 Derece topluluğu olarak üniversitemizin en aktif topluluklarından biriyiz. Sizce üniversiteler ve fakülteler için öğrenci toplulukların önemi nedir?
21 Gün 37 Derece Topluluğu’nun çalışmalarını izliyor, takdir ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. Bu tür topluluklar öğrencilerimizin yetişmesine katkı sağladığı için bizim için de son derece önemli bir yere sahiptir. Her şeyden önce öğrencilerimizin kendilerini daha iyi tanımalarına yardımcı oluyor. Topluluk faaliyetlerine katılan öğrencilerimiz çoklu görevi bir arada yürütebilme, fikir üretme veya başkalarına hizmet etme alanlarında kendilerini geliştirebiliyorlar. Ekip çalışması yaparak insanlarla iletişim ve etkileşim becerisini geliştirerek iş yaşamında en fazla arzu edilen niteliklerden birisine sahip olabiliyorlar. Topluluk önünde konuşma konusunda ve bir birey olarak güven kazanma fırsatları sunmaları da öğrenci topluluklarının avantajlarındandır. Son olarak bu tür topluluklara katılma öğrencilere sosyal ve profesyonel bağlantılar kurma şansı da sunmaktadır. Başka öğrencilerle ve profesyonellerle tanışmak ve irtibat halinde olmak gelecekte potansiyel staj veya istihdam fırsatlarına yol açabilmektedir.
UTİC Dergisi: 2016 yılında ilk sayımızı çıkardığımız UTİC Dergisi’nin bu seneki sayısından beklentileriniz nelerdir?
Bu seneki sayısında dergimizin pandeminin ticaret ve lojistik faaliyetler üzerindeki güncel etkileri ve pandemi sonrası bu alandaki gelişmeler üzerine odaklanmasını bekliyorum. Pandemi sonrası sektörel bazda etkilerin incelendiği çalışmaların yayınlanmasının değerli olacağını düşünüyorum.
UTİC Dergisi: 2020 yılından itibaren dijital dergimiz için de sektörün önde gelen firmaları ve iş insanları ile yapılan röportajları ve bizim için yazdıkları yazıları yayınlamaktayız. Sizce dergimizin fakültemiz ve bölümümüz için artıları nelerdir?
Öncelikle kaliteli çizgisini bozmadan yayın hayatına devam eden fakültemizin tek dergisi olan UTIC Dergisi’ni çıkardığınız sizleri için tebrik ediyor ve bundan sonraki yayın hayatınızda başarılar diliyorum. Dergimiz uluslararası ticaret ve lojistik alanında güncel konuları paydaşlarımızla paylaşarak çok önemli bir işlevi yerine getirmektedir.
UTİC Dergisi: Bir eğitimci gözüyle günümüz üniversite öğrencilerinin eğitim hayatında yaptığı hatalar nelerdir?
Ülkemizde öğrenciler üniversiteye geçişte ciddi bir emek sarf etmektedirler. Üniversiteye yerleşince de bir rehavete kapılmaktadırlar. Ailelerinden farklı şehirlerde eğitim gören öğrencilerin ilk yıl yaşadıkları adaptasyon sorunları da onların derslerinde başarılı olmalarında engel olabilmekte ve bu başarısızlığın üst sınıflarda da etkileri hissedilmektedir. Öğrencilerimizin yaptıkları bir diğer hata bir kısmının son sınıfa geldiği halde kariyer konusunda henüz bir karar verememiş olmalarıdır. Üçüncü sınıfın ortalarına kadar bu kararı vermiş olmaları üçüncü sınıfın ikinci yarısı ile dördüncü sınıfta ve işyeri eğitiminde ders ve staj seçiminde daha bilinçli tercihler yapmalarına yardımcı olacaktır.
Öğrencilerimizin yaptığı diğer bir hata klasik olacak ama günü gününe çalışmamalarıdır. Bunun sonucu olarak kavramlar yeterince oturmadığı için istenilen başarı da elde edilemiyor.
Bir diğer sorun ise, zamanının önemli bir kısmını sosyal medyada geçirmektir. Sosyal medyayı takip etmek mesleki gelişim ve kariyer bakımından bazı faydalar sunsa da bağımlı hale gelen öğrenciler daha sonra çalışmak için yeterli zaman bulamamakta ve uzun metinlere odaklanmada güçlük yaşamaktadırlar.
Danışman hocalarıyla irtibat halinde olmamak diğer bir hata olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğrenciler zaman zaman ders seçimlerinde danışman hocalarının görüşünü almayabiliyorlar. Bu da kendi becerileri ve kariyer hedefleriyle uygun olmayan ders seçimleri ile sonuçlanabiliyor.
UTİC Dergisi: Tekrar üniversite sıralarına dönebilseniz ilk yapacağınız şey ne olurdu?
Önümdeki dört yılın planını yapardım. Kariyerim için araştırmalar yapar ve sosyal networkumu sistematik bir şekilde genişletmek için kafa yorardım.
UTİC Dergisi: Mezun olduktan sonra akademik kariyer yapmak isteyen arkadaşlarımıza ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Sizce bir akademisyende mutlaka bulunması gereken özellikler nelerdir?
Akademik kariyer yapmak isteyenler öğrenci arkadaşlarımıza yazılı ve sözlü iletişim becerilerini geliştirmelerini tavsiye ediyorum.
Bu öğrencilerimizin derslerinde başarılı olmaları gerekmektedir. İyi bir ortalamayla mezun olmaları, okullarını zamanında tamamlamaları önemlidir. İngilizce başta olmak üzere ikinci bir dili de akıcı bir konuşma ve yazma seviyesinde olmaları önemlidir. Akademisyen olacak arkadaşların hem sayısal hem de analitik düşünme becerilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Akademide çalışacak kişilerin dayanıklı ve sabırlı olmaları gerekmektedir. O nedenle okumayı, yazmayı ve bıkıp usanmadan araştırma yapmayı sevmeleri gerekmektedir. Bütün bunları sevmeyen birisinin uzun süre motive olması zor görünmektedir. Bazen bir araştırma üzerinde aylarca ve hatta yıllarca çalışma zorunluluğu vardır. Akademik dünyada mesai kavramı yoktur ama esneklik vardır. Akademisyenler hayatlarının hemen her evresinde kendilerini bir sınavın içerisinde bulurlar. Yabancı dil sınavları, tez savunmaları, doçentlik sınavları, yayınlanmak üzere dergilere gönderilen yayınların ret veya kabul olasılığı vb. Bu sınavların yaratacağı stresle baş edebilmek de önemlidir.
Bir akademisyen mutlaka çalışkan olmalı, çalışacağı konuyu sevmeli, bağımsız düşünebilme, çalışabilme yeteneği ile meraklı bir zihin yapısına sahip olmalıdır. Empati yapabilme, insanlara önyargısız yaklaşabilme, etik konulara riayet etme, mütevazi olma, adil ve tarafsız olma ve kendine güven de yine bir akademisyende aranan özelliklerdir.
UTİC Dergisi: Uzaktan eğitim öğrencilerin beklentilerini karşılayabildi mi? Eğitimde yaşanan değişiklikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geçen yıl bu zamanlar geçtiğimiz uzaktan eğitim, öğrencilerimizin beklentilerini önemli ölçüde karşılayabildi. Maalesef fazla bir seçeneğimiz yoktu da zaten. Ya uzaktan eğitimle devam edilecekti ya da eğitim duracaktı. Üniversitemiz çok hızlı bir şekilde lisans ve lisansüstü düzeydeki tüm derslerini uzaktan eğitimle vererek birçok üniversiteye örnek oldu. Sakarya Üniversitesi’nin uzun bir süreden beri yürüttüğü uzaktan eğitim programlarından dolayı zaten bir tecrübesi vardı. Bu tecrübe pandemi dönenimdeki geçişi hızlandırdı. Öğrencilerimiz ve öğretim üyelerimiz zaman zaman teknik sorunlar yaşasalar da eğitimin durmadan devam etmesi beni en çok mutlu eden konu olmuştur. Eğitimde yaşadığımız bu değişimlerin bir kısmının gelecekte de kalıcı olacağına inanıyorum. Pandemi bitse de muhtemelen bazı dersleri uzaktan vermeye devam edeceğiz. Öğrenci işlerinin de önemli bir kısmı uzaktan olmaya devam edecektir. Formlar, dilekçeler artık elden teslim şeklinde değil de daha çok elektronik ortamlarda teslim edilecektir. İleride belki başka ülkelerden öğretim üyelerini ve uygulamacıları sanal olarak sınıflarımıza davet ediyor olacağız.
Uzaktan eğitimin öğrenciler için olumlu ve olumsuz yönleri de oldu. Olumlu bir yönü, öğrencileri bağımsız olarak ve kendi hızlarında öğrenmeye teşvik etmesidir. Olumsuz yönü ise, öğrencilerin etkileşimle öğrenmesinin azalmasıdır.
Hiç şüphe yok ki eğitim sektöründeki bu ani değişimler, geleneksel eğitim yapılarının yeniden düşünülmesine ilham verdi.
Prof. Dr. Mustafa Cahit Ungan
2020’nin Ağustos ayında Sakarya Üniversitesi İşletme Fakültesi dekanı olarak atanan Ungan, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde Lisans, Fairleigh Dickinson Üniversitesinde Yüksek Lisans (MBA) ve University of South Carolina’da Doktora eğitimini tamamlamıştır. 2006-2009 yılları arasında kadar Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde, 2009 yılından bu yana da Sakarya Üniversitesi İşletme Fakültesinde görevini sürdürmektedir. Senato üyeliği, dekan yardımcılığı, enstitü müdürlüğü ve bölüm başkanlığı gibi görevlerde bulunmuştur. Çalışma alanları arasında üretim yönetimi, istatistik, tedarik zinciri yönetimi ve kalite yönetimi bulunmaktadır.